Uzakların yakın olabileceğini hep söylerlerdi ama hiç kimse inanmazdı."Hadi canım! Arada o kadar mesafe var,nasıl yakın olacakmış" denildi hep.Ama ben artık biliyorum ki uzaklar bazen yakın olabiliyor.Hem de aldığın nefes kadar yakın...İşte bizim aşkımız da uzakları yakın edebilen bir aşk.Bazen telefonda sesini duyunca,bazen mesajlaşırken,bazen de hiçbir şey yapmayıp öylece seni düşünürken tam yanımdaymışsın hissine kapılıyorum.Sanki gözlerimi kapatıp açsam karşımda seni göreceğim.İşte şimdi de öyle.Sanki yanımda oturmuş koluma girmiş boynumdan öpüyorsun....
Bir insanın resmini bile ona canlı muamelesi yaparak sevebilen,resmi kırışana kadar öpebilen,resmin üstü toz olmasın diye her gün onu ıslak mendille silen kaç kişi vardır? İşte bunlardan biri benim.Senin yokluğunda resimlerinden bir dünya yarattım kendime.Hatta dünya değil gezegenler yarattım.Ben güneş oldum,senin resimlerin de benim etrafımdan hiç ayrılmayan gezegenler oldu.Sımsıkı sardılar beni,çevremi kuşattılar,beni sevginin çemberi içine aldılar...
Eve geleli bir hafta olacak.Yani bir sonraki görüşmemize nerden baksan 1.5-2 ay var ama ben onun planını yaparken bile içim umut dolu.Bu dünyada kaç tane insan 2 ay sonrasının planını yaparken bundan sonsuz haz alır ki? İşte biz bu insanlardanız.İçimiz umut dolu.
Sokaktan rastgele bir insanı çevirsen ve "Güzeller güzeli bir kız seni bekliyor.Ama şöyle bir şartı var:Yılda 15 gün yüz yüze olacaksınız,3 ayda bir görüşeceksiniz,yazın konuşamayacaksınız.Kabul eder misin?" diye sorsan sana verecek olduğu cevap muhtemelen "Sağol.Ben daha yakınımda ve her gün görebileceğim bir kadın isterim" olacaktır.Peki aynı soruyu bana sor.İşte cavabım: "Eğer karşıma Cansu gibi bir kadın çıkacaksa yılda 15 gün değil bir gün görmeye bile razıyım.Çünkü ben sevgi istemiyorum.Tutkulu bir aşk istiyorum......."
İlişkimizde 2,5 yıl geride kaldı.İnşallah 50 yıl daha beraber olacağız.Belki birkaç sene daha görüşme konusunda sıkıntı yaşayacağız ama ben biliyorum ki bir gün yanımdan hiç ayrılmamak şartıyla bana geleceksin,hayatımın sonuna kadar benim olacaksın.Hatta cennette verilen hurilerden bir tane bile istemiyorum.Bana seni versinler başka bişey istemem.Çünkü bana senden başka hiçbir mahlukat bu kadar içten sarılamaz,sevgisini bu kadar içten belli edemez...
Ben seni en derin duygularla sevdim.
Ben seni sonsuza kadar beklemeyi göze aldım.
Ben seni hayatımın sonuna kadar seveceğime söz verdim.Sözünden dönen namert olsun...
Son olarak sana Ömer Hayyam'ın bizi anlatan güzel bir rubaisiyle sesleniyorum:
Varsa biraz ekmeğin,azıcık da şarabın (Şarap: manevi aşk)
Yanında bir güzelle varsa ocakta aşın
O neşeli güzelle bir ömür sür harabede
Bulamaz bu neşeyi en şanslı sultanın...
Osmanlı sultanı olsam bu kadar mutlu olur muydum bilmiyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder